Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor

54fcb8bef630990908cac0dbİstanbul Feminist Kolektif, hayatta kalmak için öldürmek, şiddete başvurmak zorunda kalan kadınların hikâyelerini, davalarını,  Ocak 2015- Ekim 2015 arasında her ay Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor raporuyla duyurdu. Aynı dönemlerde İstanbul’da ölmemek için öldürmek zorunda kalan Yasemin Çakal’ın, tecavüzcüyü öldüren Nevin Yıldırım’ın davalarını da takip eden İFK, bu raporlarla herkesi  madalyonun öteki yüzüne, bu şiddete karşı direnen kadınların akıbetini takip etmeye davet ediyor.

İFK Ocak 2015 raporunu şöyle duyurdu:

“Konumuz: Yıllardır maruz kaldığı erkek şiddetine, işkencelere ‘şiddetle’ karşılık vermek durumunda kalan, yaşamak için öldürmek zorunda bırakılan kadınlar…

Erkek şiddetinin, kadın cinayetlerinin hızı kesilmiyor. Ancak, bir yandan da her gün daha çok sayıda kadın hayatına sahip çıkıyor. Kendi özgürlük alanlarını büyütüyorlar.

Bir süredir, feministler olarak kadınların hayata tutunma çabalarını, erkek şiddetine direnişlerinin, özgürlük arayışlarının haberlerini, hikâyelerini öne çıkarmaya çalışıyor, Isparta’da Nevin ve İstanbul’da Yasemin’in davalarını takip ediyoruz.

Medyada yer alan haberler üzerinden bir derleme yaptık. Kendini korumak için erkekleri yaralayan, öldüren kadınların haberleri, devam eden davalar ve yargı kararları, konuyla ilgili eylemler ve örnekleri az da olsa erkek şiddetini izlemeyen, müdahale edenlerle ilgili haberler…

Bu ilk rapor, erkek şiddetiyle mücadele konusundaki tartışmalarımızda bize farklı yollar da açar diye umuyoruz. Her türlü öneri, eleştiri ve katkılarınızı bekliyoruz.”

İstanbul Feminist Kolektif’in 2015 yılında aylık olarak hazırladığı raporları, raporlarla ilgili yazıları ve raporlara konu olan kadınlarla söyleşileri, hayatlarına sahip çıkan kadınların hikâyeleri derlenerek, Güldünya Yayınları’ndan Kirpiğiniz Yere Düşmesin” / Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor adıyla yayınlandı.

Feminist Politika dergisinin son sayısının dosya konusu  “Çilem, Nevin, Yasemin, Hasret, Öykü… Kadınlar hayatlarına sahip çıkıyor” oldu.

Feminist Politika 28


Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Ocak 2015

Yaşamak için öldürmek zorunda bırakılıyoruz! Peki, biz şimdi sizlere ne mi sunmak istiyoruz? Yaşamları ve canları için mücadele eden kadınların; şiddet gördüğü evde, sokakta, mahallede erkekler engellenmediği için canlarına tak ederek ve genellikle de canını kurtarmak için şiddete başvurmak durumunda kalmış kadınların, medyada duyulan haberleri üzerinden aylık bir döküm sunmayı hedefliyoruz. Yani, kadınların tuzluk uzatmadığı, boşanmak istediği, dilediği kıyafeti giydiği, facebook hesabı açtığı, izinsiz sokağa çıktığı için öldürülmelerinin tam tersi bir yerden, şiddetten kurtulmak ve ölmemek için şiddete başvuran kadınların haberlerini paylaşacağız.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Şubat 2015

Kadınların direnişini ön plana çıkardığımız bir 8 Mart’ın daha ardından hayatına sahip çıkan kadınların haberlerine yer verdiğimiz bu ayki raporu paylaşıyoruz. Buradaki talebimiz, erkek şiddetini önlemek için aileyi değil kadını güçlendirecek, boşanmayı değil şiddeti engelleyecek politikaların oluşturulmasını yine ve yeniden gündeme taşımak. Biliyoruz ki şiddet uygulayan erkekler engellenemediği için kadınlar, kendilerini korumak adına şiddete başvurmak zorunda kalıyorlar. Şubat ayı içinde gördüğümüz meşru müdafaa yönündeki iki beraat kararı bizler için umut verici oldu. Bu vesileyle tekrarlıyoruz: Kadınların erkek şiddetine karşı çaresiz bırakıldığı erkek egemen sistemde, kendini kurtarmak için yaptığı her savunma bir meşru müdafaadır ve bu tavrın hukuktaki karşılığı cezasızlık olmalıdır!
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Mart 2015

Kadınların erkek şiddetine direnişi meşru müdafaadır!

Üçüncüsünü paylaştığımız bu raporda yine geçtiğimiz bir ay içinde, kendisini korumak, canını kurtarmak için şiddetine, tacizine maruz kaldığı erkekleri yaralamak ya da öldürmek durumunda kalan kadınların haberlerini derledik. Nevin’in, Yasemin’in ve başka kadınlarla ilgili devam eden davaların haberlerini ve erkek şiddetini izlemeyen, müdahale edenlerin haberlerini de bu sayıda
okuyacaksınız.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Nisan 2015

Biliyoruz ki sesini duyamadığımız, her gün en yakını tarafından erkek şiddetine maruz kalan pek çok kadın hayatına sahip çıkıyor! İstanbul Feminist Kolektif olarak 2015 yılının Ocak ayından beri kendini erkek şiddetine karşı savunan kadınların hikâyelerini topluyoruz. Bu hikâyeler, erkek şiddeti sonucunda öldürülmeye direnen, kendini şiddet kullanarak savunan kadınların hikâyeleri. Kadınlar artık son bir şans daha vermeyerek erkek şiddetinden kurtulmak için her yolu deniyorlar. Bu süreçte davasını yakından takip ettiğimiz kadınlardan biri de Yasemin Çakal. O da tıpkı Nevin gibi hayatına sahip çıkmak istedi ve bu nedenle yargılanıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Mayıs 2015

Geçtiğimiz ay içinde yine kadınlar kendilerine yıllarca şiddet uygulayan, işkence eden erkekleri canlarını kurtarmak için öldürmek zorunda kaldı. Yine kendilerini taciz eden erkekleri yaralamak, kendilerini savunmak için şiddet uygulamak zorunda kaldı. Bizim Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor isimli aylık raporlarımızda ortaya koymaya çalıştığımız kadınların erkek şiddetine karşı kendini savunma hikâyeleri, sadece medyadan derleyebildiğimiz haberleri içeriyor. Oysa biliyoruz ki sesini duyamadığımız, her gün en yakını tarafından erkek şiddetine maruz kalan pek çok kadın hayatına sahip çıkıyor! Karşı geliyor, bağırıyor, yakınındaki başka kadınlardan destek istiyor, bazen de başka çıkış yolu kalmadığı için, şiddetten ve hatta öldürülmekten kendini korumak için erkeği yaralıyor, öldürüyor. Bu rapordakiler hayatına sahip çıkan kadınlardan sadece bazıları. Bizim bu raporla istediğimiz ise rakamların ötesinde bu hikâyeleri görünür kılmak.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Haziran 2015

Hayatlarımıza sahip çıkıyoruz! Bu ayki raporda yine kadınların erkek şiddetine karşı direniş hikâyelerini okuyacaksınız. Erkeklerin tacizinden bıkan üç kadın tacizi sonlandırmak için erkekleri yaraladı, bir kadın tacizciyi öldürmek zorunda kaldı. Kocasının şiddetinden yıllardır kurtulamayan,sığınağa yerleşse de kocasıyla barıştırılıp tekrar şiddet yuvasına dönmeye zorlanan bir kadın, toplumda kendisine karşı örülen erkek dayanışmasına inat, çocuklarıyla sokaklarda hayatını sürdürme mücadelesi veriyor. Bir öğrenci kadın, tacizci minibüs şoförünün Özgecan tehdidine karşı direndi, şiddeti engelledi. Kadınlar, erkeklerden gördükleri şiddete karşı kendilerini savunmak için boks öğrenmeye başladı. İşte tüm bu hikâyeler, kadınların erkek şiddetine karşı direnişlerinin çeşitli halleri… Hepsinin ortak noktasında aynı sıkıştırılmışlık, aynı çözümsüzlük var. Kadınlar sadece kendini savunmak için erkeği yaralamak ya da öldürmek zorunda kaldığında değil, tacize ya da tecavüze uğramadan, katledilmeden önce de erkek şiddetine türlü şekillerde direniyor. Her zamanki gibi tekrarlıyoruz, devlet erkek şiddetini engellemediği için kadınlar bu şiddetin içinden çıkacak yol bulamıyor. Aile, toplum, yargı bu şiddeti onayladığı, meşru gördüğü için kadınlar bu cendere içinde kendilerine bir çözüm yaratmak zorunda kalıyorlar.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

KADINLAR ERKEK ŞİDDETİNE DİRENİYOR!

Gün geçtikçe çok daha fazla sayıda kadın hayatına sahip çıkıyor, erkek egemenliğine direniyor. Kendine yeni bir hayat kuruyor. Erkek şiddetine karşı kendini savunuyor. Tüm bu karşı çıkışların erkek şiddetini artırıcı etkisi olsa da, kadınlar istemedikleri bir hayata artık ‘hayır’ diyor. Bazen bu direnişlerinde katlediliyorlar. Bazen de şiddet uygulayan erkeğe şiddetle karşılık veriyor, onu yaralıyor, öldürülmemek için öldürüyor.

2015 yılının ilk 6 ayında kadınlar 14 erkeği öldürmüş, 17 erkeği de yaralamış. Öldürülen erkeklerin tümü kadınların tanıdıkları erkekler, bazen kocaları, bazen sevgilileri, bazen eski sevgili ya da kocaları. Kadınların bir kısmı öldürdükten sonra kendisi teslim olmuş ve basına yansıdığı kadarıyla “pişmanım” diyen neredeyse yok. Kadınların hissettiği anlık bir cinnet değil. Kadınlar kendilerine başka bir yol bırakılmadığının farkındalar.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Temmuz 2015

Biz yaşadıklarımızdan, gördüklerimizden çok iyi biliyoruz ki, devlet erkek şiddetini engellemediği için kadınlar kendi canını kurtarmak zorunda kalıyor. Aile, medya, toplum, yargı erkek şiddetini meşru görüyor, kadınların yıllarca çektiği işkencelere “kader” deniyor. Kadınlara bu sıkıştırılmışlık içinde çare bırakılmıyor. Biz istiyoruz ki, bunun sıradan bir cinayet değil, meşru müdafaa olduğu anlaşılsın! İstiyoruz ki, kendisini sürekli tehdit eden tecavüzcüyü öldüren Nevin’e eli titremeden müebbet veren yargı, Çilem’in ifadesini iyi dinlesin, içinde bırakıldığı çaresizliği görsün, şiddet gördüğü erkeği öldürmek zorunda bırakılan kadınlar ceza almasın! Biz çoktan öğrendik de yargı ne zaman öğrenecek, “öldürmeseydi öldürülecekti?” demeyi?
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Ağustos 2015

İçinde yaşadığımız bu zor günlerde, her yanımız şiddet ve umutsuzluk sarmalıyla çevrilmişken, inatla hayatlarına sahip çıkan kadınların seslerini duyurmaya, gazetelerin satır aralarına sıkışmış cümlelerin içindeki hikâyeleri bulup çıkarmaya çalışıyoruz. Aşağıda paylaştığımız haberler ise sadece bulabildiklerimiz, duyabildiklerimiz. Kimisi boşanmak istediği için, kimisi cinsel ilişkiye girmek
istemediği için, kimisi de gördüğü şiddete daha fazla dayanamadığından kendi yaşamlarına dair karar verip hayatlarını savunmaya çalışan kadınların hikâyesi. Tıpkı Nevin, Yasemin, Çilem, Eda gibi… Bu hikâyelerde karşılaştığımız, öfkelerini ve uğradıkları haksızlıkları artık saklayamayan kadınların yaşadıkları erkek şiddetine karşı direniş biçimleriydi aslında. Peki, geçtiğimiz ay içinde neler mi gördük? Aldığı üç aylık uzaklaştırmanın bitmesini bekleyen Hasan’a karşı Eda’nın direnişini, ayrılması durumunda çıplak fotoğraflarını tehdit unsuru olarak kullanan Durmuş’a karşı Songül’ün direnişini ve yine Yalvaç’ta cinsel ilişkiye girmek istemediği için Osman’a karşı Gönül’ün direnişini, kocasının şiddetine maruz kalan Vildan’ın isyanını gördük. Ancak bu arada yargıya olan umudumuzu artırabilecek bir kararla da karşılaştık. Hem de beraatla sonuçlanan bir karar. Sakarya’da dört yıl önce kocasını öldüren G. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin suçu meşru müdafaa sınırları içinde işlediği kararıyla beraat etti. G.’nin vücudunda yıllarca gördüğü işkenceye bağlı morluklar bulunuyordu. Kararın onaylanmasının ardından G., haksız yere tutuklu kaldığı süre için tazminat davası açtı. Davanın sonucunda ise G.’ye cezaevinde kaldığı her gün için 65 TL ödenmesine hükmedildi.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Eylül 2015

Kadınların hayatlarını savunma karşısında ise yargının ikiyüzlülüğünü, erkek adaleti görüyoruz. Kadın cinayetlerinde fail erkekler haksız tahrik  sığınarak bir kaç yılla kurtulurken, kocasını bıçaklayan Nurhan için mahkeme 13 yıl 4 ay ceza verdi. Trabzon’da bir kadın sokakta kendini takip eden tacizciyi ifşa ederek yardım isteyince çevredekiler olaya müdahil oldu. İstanbul Feminist Kolektif olarak takip ettiğimiz Yasemin’in davasında ise yeni bir gelişme yok. Maruz kaldığı sistematik şiddete dair rapor beklenirken, Yasemin günlerini hapishanede geçirmek zorunda kalıyor. Adalet erkeklerin lehine tesis ediliyor; erkek egemen düzenin her gün, çeşitli biçimde cezalandırdığı kadınlara reva görülen adaletsizlik yargı kararlarıyla katmerleniyor. Biz ise bu adaletsizliği ifşa ederek, kadın dayanışmasını örerek direniyoruz. Halen cezaevinde olan Çilem’in mektubuyla daha da güçleniyoruz: “Kadın arkadaşlarım, hiçbir zaman kirpiğiniz yere düşmesin”.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Feminist Politika 28

Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor/Ekim 2015

Türkiye’de şiddet dozu yüksek bir dönemden geçiyoruz Biz kadınlar biliyoruz ki, şiddet özellikle de devlet tarafından meşrulaştırıldıkça, devletin ‘düşman’laştırdığı kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların hayatına doğrudan etki ediyor. Ancak neredeyse bir senedir hazırladığımız bu raporla dikkat çekmeye çalıştığımız gibi artık kadınlar karşılaştıkları şiddete ‘yeter’ diyor, karşı geliyor. Ayrıca kadınlar eylemlerini inkâr etmiyor, kaçmıyor, erkekleri öldürdükten ya da yaraladıktan sonra genellikle ‘yapmadım’ demiyor, gidip teslim oluyor. Ve neden yaptığını anlatıyor. İşte tam da bu hikâyeleri, kadınların neden şiddete başvurduklarının hikâyesini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Zira orada kadınların hayatlarındaki sıkışmışlık, hayatlarından sıkılmışlık, tükenmişlik, çıkışsızlık var.

Bu ay, haberlere yansıdığı kadarıyla kadınların hayatlarını savundukları, istemedikleri hayatlardan çıkmak için uğraştıkları, sıkıştırıldıkları kabuğu kırmak için şiddete başvurmak zorunda kaldıkları olayları derledik. Kadınların fiziksel şiddetine maruz kalan erkekler hemen ‘erkekler de şiddet görüyor’ argümanını öne sürebiliyorlar, F. tarafından yaralanan İ.S.’nin söylediği gibi, hatta İ.S.’nin
‘kendisinin karısına bir kere el kaldırmamasını’ bir lütuf olarak söylemesi de şiddetin ‘meşru’ öznesini ele veriyor. Kadınlar sadece fiziksel şiddet uygulayan erkeklere değil hayatlarını farklı şekillerde kısıtlamak isteyen erkeklere karşı da hayır diyorlar. Kredi kartını kullanmalarını, facebook’a girmelerini sınırlamaya çalışan adamlar, kadınların hayatları üzerindeki kontrollerini kaybetmek
istemiyorlar ve kadınlar buna direnip, ‘hayat benim’ diyor. Tıpkı ikisi de İstanbul’da yaşayan F. ve A. gibi. Aynı şehirde birbirlerinden habersiz bu iki kadın, bizim de hayatlarımız üzerindeki denetimin gündelik hallerini fark etmemizi sağlıyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yorumlara kapalıdır.