2007 Genel seçimleri yaklaşırken feministlerin hiç hazırlığı yoktu. İstanbul’daki feministlerin çoğunun üye olduğu feminist email grupta adaylar ve seçim politikamız üzerine yazışmalar yürüyordu. Siyasi partilerin ve ‘ortak aday’ların belirlenme sürecinde feministler aktif yer almamıştı, feministlerden destek de istenmemişti. Dolayısıyla bize ortaya çıkan adaylar üzerinden “oy vermek-vermemek” , “aktif seçim çalışması yapıp yapmamak” kalmıştı.
DTP Kadın sözcüsüyken tutuklanan 3.Bölge bağımsız milletvekili adayı Sebahat Tuncel’i destekleme konusunda hemfikirdik.
Bağımsız adaylık başvurusu İstanbul İl Seçim Kurulu’nca reddedilen eski hayat kadını Ayşe Tükrükçü’nün itirazı kabul edilmiş ‘fuhuş’ yüz kızartıcı suç olmadığı için Ayşe Tükrükçü İstanbul 2. Bölge’den adaylığı 17 Haziran’da Yüksek Seçim Kurulu tarafından onaylanmıştı.
Daha önce ‘hayat kadını’ olarak çalışmış Ayşe Tükrükçü ve Saliha Ermez’in adaylıkları kesinleşince bir grup feminist 20 Haziran günü Ayşe Tükrükçü ile Beyoğlu’nda Şefkat-Der bürosunda bir görüşme yaptık.
Görüşme sonrası, 2. Bölge’den aday olan Ayşe Tükrükçü ve 1. Bölge’den aday olan Saliha Ermez ‘in adaylıklarını gerekçelendirdikleri “ne merkezin ne sağın ne solun adayıyız, diptekilerin bağımsız adayıyız”üzerinden söyledikleriyle sadece oy vermek değil aktif destek kampanyası da sürdürülebileceğimiz fikri dolaşmaya başladı kafamızda. Adaylıkların arkasındaki Şevkat-Der’e ve bu derneğin erkek Başkanı’nın ataklığına ilişkin kimi soru işaretlerimiz olmasına rağmen…
25 Haziran’da Mor Çatı’da daha geniş katılımlı ikinci bir görüşme daha yaptık. Bu görüşme sonrasında bazı feminist kadınların seçimlerde Ayşe ve Saliha’yı destekleyecekleri belli olmuştu.
Ancak feminist grup içinde bir mutabakat sağlanamadı. Bir kısım arkadaş ‘ortak aday’ kampanyasına destek vereceklerini, aktif çalışacaklarını ifade ettiler. Vesikalı adayları desteklerken sözümüzün ne olacağı üzerine bir tartışma yürüdü. Sözümüzü farklı kadınlık durumları arasında bağlantılara da dikkat çekerek mi oluşturacaktık (evlilik-fuhuş) Yoksa erkeklerin fuhuştan yararlanıp, fuhuş yapan kadınları aşağılama ikiyüzlülüğü üzerinden sözü ufaltarak mı gidecektik? Seçime 20 gün kalmış olması da sözü ufaltmanın gerekçesi olarak söylendi.
Feministlerin örgütsüzlüğü dolayısıyla ‘vesikalıları destekleme’ kampanyasını yanlış bulan kimi arkadaşlar ise bu kampanyanın sansasyonel ya da ‘hayırsever’ olmanın ötesine geçemeyeceği konusunda endişelerini dile getirdiler.
Feministlerin vesikalılar politikasını, kadın bedenleri üzerinden giden bir baskılama/kolelik/cinsel politikaya karsı çıkıs zemininden anlamlı
bulanlarımız vardı. Ayşe Tükrükçü’nün seçim bildirgesinde ve gazete söyleşilerinde; hayat kadınlarının en diptekiler olduğunu ve bunun nedeninin ise devletin politikasindan kaynaklandığını dile getirmesinin, devletin erkekegemen politikasını ve yapısını teşhir eden bir yaklaşım olduğunu söyleyenlerimiz oldu.
Sonuçta gönüllü bir grup feminist zaten önümüzde kadınlar tarafından başka da seçenek görünmediğinden bu kampanyayı yürütmeye karar verdik. Bildirimizi yazdık. Destek imzaları topladık. Seçime 3-5 gün kala sayımız epeyce arttı. Çok sayıda feminist grup ve kişi bu kampanyayı desteklediklerini deklare ettiler.
Seçim çalışmaları sırasında standlar kurduk.
Çarşıda, pazarda bildiri dağıttık. Genelevi ziyaret için Zürafa sokağa gittik. Zürafa sokak erkeklerin zevkleri icin kadınların hapsedildiği, içeri giris ve çıkışın SADECE erkekler icin serbest oldugu bir sokak. Kapısı demirden garaj kapısı misali, ancak kapının üzeri parmaklıklar ve tel gibi örgülerle çevrili. Ayşe Tükrükçü ve Saliha Ermez ‘in ziyaret için içeri girmelerine polisler kapıda izin vermediler. “vesikasız giremezsiniz” dediler. . Ayşe Tükrükçü “tamam, vesikam var ” demesine rağmen izin vermediler. Bunun üzerine Saliha Ermez’in gördüğü baskıya isyan ederek “yıllar yılı bedenimizi satmak için girdik bu kapılardan kimsenin ruhu duymadı. Şimdi ise nereye gitsek ordalar.”
İçeri giremeyince elimizdeki bildirileri sağdan, soldan, kapı altından, üstünden attık. Giderken göz ucuyla bir kadının bildirileri aldıgını ve Ayse ile aralıktan konusmaya çalıştığını gördük.
‘vesikalıları destekliyoruz’ seçim çalışmaları çok coşkulu geçti. Ayşe ve Saliha’nın milletvekili adaylıkları onlar hiç konuşmasalar/ne söylerlerse söylesinler patriyarkaya isyandı. Dolayısıyla bu seçim kampanyasında yer alanlar olarak çalışmanın her aşamasında kendimizi çok politik hissettik.
Ayşe ve Saliha seçimlerde cok az oy aldılar. Ama yaptıkları propagandayla, adaylıklarıyla çok iyi iş çıkardılar. Kampanyaya katılan feministler Ayşe ve Saliha ile seçim çalışmalarını uyum içinde yürüttük. Bizim içinde olduğumuz çalışmalarda Şevkat-Der’in adı da, Başkanı da geride durdular. (F.K.)
Bağlantılı yazılar
2007 Genel Seçimleri: “Vesikalıları destekliyoruz!”
Seçimlerde Ayşe ve Saliha’nın Yanındaydık.
Biz feministler, Vesikalı Adayları destekliyoruz.
Ne merkezin ne sağın ne solun adayıyız, diptekilerin bağımsız adayıyız.