Sürüne Sürüne Erkek Olmak

srne-srne-erkek-olmakÖzlem Kaya

 Erkek erkeğe muhabbetlerin bir zaman bir yerde kaçınılmaz uğrağıdır askerlik anıları. İçinde tutup büyütmenin sakmcasındandır belki de bu anlatıp bitirme isteği. Ya da arkada bırakılmış olmasının rahatlığıyla paylaşılır anılar. Bu kadar çok konuşulduğu halde korkulan bir konu olduğunu söylüyor Pınar Selek askerliğin ve fakat üstüne gidiyor korkulanın altında yatanı bulup çıkarmak için ve anlamlandırmak için hayatı, erkeği, kadını. Erkek muhabbet­lerinde seçilerek anlatılacak olanlar, ucu bucağı belli olmayan sorulara verilecek yanıtlar şeklinde olunca sınırsız bir paylaşımı gerektirecek ya ve Pınar’ın dediği gibi “acıların, mağduriyet dene­yimlerinin, zayıflık hallerinin sınırsız paylaşımı kadınsılığı çağrıştırıyor” ya, işte erkeklerin askerlik deneyimlerini muhabbet aralarından çıkartıp bir kitaba taşımak bu yüzden de çok zorlu ve çok anlamlı. Pınar 58 erkekle erkeklik deneyimleri üzerine yapılan sözlü tarih çalışmasının sonuçlarını sunduğu kitabı­na “Sürüne Sürüne Erkek Olmak” adını vermiş ve ne güzel de anlatmış bu ‘yerle bir olmanın’ erkeklerde bıraktığı izleri.

Askerlikte aşağılanma deneyiminin diğer adı sürünme deneyimi. Ve fakat meşru, ve fakat haklı. İşte bu hiyerarşik yapının meşruiyeti, erkekleri hayata hazırlayan. Erkekler askerlikte toplum­sal hayatın hiyerarşik yapılanmasının içine girmeye hazırlanıyorlar ve ‘üst’ olunan her halde ‘alt’takini ezmenin fırsatı yerleşiyor kafalarına. Militarizm erkeğe atfedilen değerlerin meşruluğu ve üstünlüğüne dayandığı için de erkek ‘üst’ olarak konumlanan cins olmasının avantajlarını kadınları ve kadınsılığı dışlayan bir söylem üzerinden yeniden yeniden kurmuş ve benimsemiş oluyor. Pınar’ın dediği gibi militarizmin erkeklere yüklenmesi eril değerlerin hiyerarşik üstünlüğünden ve dolayısıyla toplumsal gücünden kaynaklanıyor. Askerlik de militarizm ve patriyarkanın ittifak politikasının en açığa çıktığı deneyimlerden biri oluveriyor.

Pınar’ın erkeklerin sözlerine kulak verdiğimiz kitabını okurken, sesi bu kadar gür çıkan erkeklerin sesinin kısıl­dığı deneyimleri dinliyorken buluyoruz kendimizi. Bu “erkek” alana girme cesareti gösteren bir feminist kadın Pınar da. Sesi susturulmaya çalışılsa da, daha bir çok çalışmayla karşımıza çıkabilmesi umuduyla.

 

Pınar Selek

İletisim Yayınları, İstanbul, 2008

 

Yorumlara kapalıdır.