Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle birlikte siyasi otoritesini pekiştiren AKP, “Yeni Türkiye” söylemi çerçevesinde özellikle eğitim sistemindeki düzenlemelerde açıkça görüldüğü gibi yeni muhafazakâr bir anlayıştan dini muhafazakâr bir anlayışa evriliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğrencilerin kılık ve kıyafetine dair yönetmelikte yaptığı değişiklik sadece imam-hatip ortaokulu ve liselerinde tüm derslerde, diğer okullarda ise seçmeli Kur’an-ı Kerim dersinde kız öğrencilerin başlarını örterek derse girmelerinin serbest bırakılmasıyla sınırlı kalmadı. Ortaokuldan yani 5. sınıftan itibaren öğrenciler başlarını kapatabiliyor. Eğitimdeki imam hatipleşmeyle birlikte sayıları artan seçmeli din dersleri ve başörtüsünün 9 yaşında kız çocuklarına kadar indirilmesi, AKP’nin kadınlara yönelik en son saldırısı. Başbakanın “dindar bir nesil yetiştirme” hedefine uygun olarak düz lise seçeneğinin kaldırılması ve okulların imam-hatiplere dönüştürülmesi, okullarda mescit açılmasının zorunlu olması vb. uygulamalarla, başta Aleviler olmak üzere Sünni inanca sahip olmayanlara ve inançsızlara Sünni İslamın dayatılmasıdır.
“Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, yaradılıştan farklıyız ” diyerek kadın ve erkeğin toplumsal rollerini yaratılıştan gelen farklara dayandıran dinci – muhafazakâr AKP’liler bulundukları siyasi mevkilerde kadınların giyim kuşamı, hal ve hareketleriyle ilgili sürekli görüş belirtiyorlar. Kamusal alanda dini referanslarla kız çocuklarına başörtüsü serbestliği getirmek, erkek cinselliğini engellenemez ve saldırgan olarak varsaymak, kız çocukların bedenini ise tahrik nesnesi olarak belirlemektir. Hükümet, imam-hatiplerle kız ve erkek öğrencilerin okullarının ayrıştırılmasına yöneldiği gibi, kamusal alanda da kadın / erkek ayrıştırılmasının önünü açacak köklü bir değişime gitmektedir. Milli Eğitim’deki bu değişiklik itaatkâr kadın kimliğinin ideolojik olarak inşa edilmesi sürecinin önemli bir ayağıdır.
Posts Tagged ‘ayrımcılık’
Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü’nü Ayrımcı Kararından Dolayı Kınıyoruz!
Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü Sebahat Tuncel’i Program Dışı Bırakmadığımız İçin Cinsiyet Eşitliğinin İnşası Konferansı’na Yer Tahsisini İptal Etti!
İsveç ve Türkiye’de benzer alanlarda deneyimli kadınlar ile kadın kurumlarını buluşturmak, ekonomik ve politik katılım, eşitsizlik, şiddetle mücadele ve kadın-erkek eşitliğinin inşası pratiklerine dayalı somut deneyimleri paylaşmak amacıyla düzenlediğimiz Cinsiyet Eşitliğinin İnşası, İsveç-Türkiye Deneyimleri Konferansı 5-6 Ekim’de Galatasaray Üniversitesi’nde yapılacaktı
Devamını Oku…
Melih Gökçek’ten LGBT Bireylere Açık Ayrımcılık İlanı!
LGBT örgütler Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ayrımcı açıklamasına tepki gösterdi. SPoD (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği), Kaos GL ve Pembe Hayat dernekleri yaptıkları açıklamalarda, Belediye Başkanı Gökçek’i, LGBT haklarını görmezlikten gelmekle eleştirdiler.
Devamını Oku…
ABD ve Türkiye’de Krizin Patriyarkal Halleri ve Feminist Politika
Ocak 2007 ile Temmuz 2011 arasında ABD’de istihdamın durumunu inceleyen işgücü istatistik bürosu, 2010 yılından itibaren bir toparlanma olduğuna işaret ediyor. Kadınlar için Politika Araştırma Enstitüsü (Institute of Women’s Policy Research) mevcut toparlanmanın cinsiyetini incelemiş ve bizim için de ilginç olabilecek bazı sonuçlar çıkartmış. Bu yazıda ABD işgücü piyasasında cinsiyet temelindeki ayrımcılığın 2008 krizi ile birlikte nasıl şekillendiğini inceleyecek ve Türkiye’de kadın istihdamına yönelik taleplerimizi yeniden gözden geçireceğiz.
Alkış Bekleyen Katiller: Nefret Cinayetleri Üzerine
Hülya Sur / Pembsiyah Üçgen Aktivisti
Nefret suçları, bir kişinin, cinsel yöneliminden, cinsiyetinden, ırkından, dininden, dilinden, renginden, bedensel sakatlığından, yaşından ya da fiziksel görünümden dolayı, ona karşı duyulan önyargı ve nefret duygusu ile işlenen suçlardır. Nefret suçları, nefret söylemlerinin yarattığı düşmanlık atmosferinde gerçekleştirilir. Nefret söylemlerinin zeminiyse, kuşkusuz ayrımcılık ideolojileridir.