Mısır’da kadınlar Hüsnü Mübarek rejiminin sonunu getiren devrimci hareketin ön saflarında yer almışlardı. Fakat devrim sonrası geçiş döneminde ve Mursi iktidarında giderek hem gelenekçi, muhafazakâr söylemlerle siyaset dışına itildiler hem de sokaklarda cinsel saldırılara maruz bırakılarak eve gönderilmek istendiler. İktidarda olanlar bir kez daha muhalefetin gücünü kırmak için kadınların bedenine saldırıyı seçti. Kadın örgütleri bu saldırıların organize ve sistematik olduğunu defalarca söyledi. Hükümet ise bu saldırılar karşısında umursamaz davrandı, hiçbir önlem almaya yanaşmadı, hatta kadınların bunu hak ettiğini söyleyecek kadar ileri gitti!
Haziran ayının son günlerinde başlayan, Mursi hükümetinin devrilmesine yol açan gösterilerde Mursi taraftarları kadınlara yönelik sistematik saldırılarını daha da arttırdı; yüzlerce kadın dövüldü, tacize, tecavüze uğradı, bir kısmı kaçırıldı. Kadınlara yönelik bu organize şiddet, kadınların sokak siyasetini, mücadeleyi terk etmeleri için. Çünkü biliyorlar ki kadınların sokaklarda olması, kendi özgürlük taleplerini dillendirmesi ve direnmesi her türlü otoriter, baskıcı, muhafazakâr, erkek iktidarını tehdit edecek!
Mısırlı kadınlar sokakları terk etmiyorlar, kendi taleplerini dile getirmeye, kadınları yok sayan erkek iktidara meydan okumaya devam ediyorlar. Mısırlı kızkardeşlerimizin yanındayız. Aynı mücadeleyi veriyoruz. Eve gönderilmeye, gözaltılarda taciz ve şiddetle tehdit edilmeye, bedenlerimize karşı devlet ve erkek şiddetine karşı duruyor, sokak siyasetini terk etmiyoruz.
Mısır’da ordunun, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi kadınlar için bir alternatif olmadığını biliyoruz. Ordunun başından beri kadınlara yönelik sistematik şiddete katıldığını da biliyoruz, bu şiddeti bundan sonrası muhtemel sokak çatışmalarında artabileceğini de biliyoruz.
Biz ne dini ne askeri rejimlerin kadın dostu olmadığını biliyoruz. Toplumu baskı altına almaya yönelik her türlü girişimin bedelini öncelikle kadınların ödediğini de biliyoruz. Kadınların sokakta olmadığı hiç bir toplumsal değişimden hayır gelmeyeceğini de biliyoruz.
Mısır’da kadınlara yönelik taciz ve tecavüzleri durdurmak için gerekli adımların acilen atılmasını istiyoruz. Saldırıya uğrayan kadınların ahlaksızlıkla suçlanması yerine, saldırganların derhal cezalandırılmalarını talep ediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın saldırıya uğrayan kadınların mahremiyetine saygı duymasını istiyoruz.
Mısır’ın taraf olduğu uluslararası anlaşmalara sadık kalmasını, cinsel taciz ve tecavüz konusunda yükümlü olduğu görevleri yerine getirmesini istiyoruz.
Kadınların derhal tüm karar mekanizmalarına dâhil edilmelerini, yeni kurulacak hükümette kendileri adına söz sahibi olmalarını istiyoruz. Yeni meclisteki temsiliyetlerinin görünür olmasını istiyoruz.
Mısırlı kız kardeşlerimizin yanındayız. Mücadeleleri bize de güç veriyor. Ne Tahrir’de ne Taksim’de kadınlar sokakları terk edecek! Özgürlük mücadelemize birbirimizle dayanışma içinde devam ediyoruz!
Sosyalist Feminist Kolektif
6 Temmuz 2013